Neleri forward ediyoruz?

Buyrun bu siteye: http://www.milkandcookies.com

Neden e-postalari forward ediyoruz?

İlk eposta 1965 yılında bir mainframe’e bağlı olarak çalışan kullanıcılar arasında atıldı. 30 yıl sonra bugün günde 70 milyonun üzerinde eposta atıldığı tahmin ediliyor. Bu çok yoğun trafiğin büyük bölümünü ise iş amacıyla gönderilen mesajlar değil sosyal iletişim için gönderilenler oluşturuyor. 1968’de Arpanet ile Internet dünyasını kurmaya ilk adımı atan mühendisler birgün içinde milyonlarca epostanın komik video, zincir mektup ve hikayenin gönderilmesi için kullanılacağını herhalde tahmin etmemişlerdi.

Internet’in en popüler aktivitesi eposta göndermek ve okumak. Internet World Stats rakamlarına göre dünyada 800 milyon kişi Internet kullanıyor ve %80 Internet kullanıcısı en çok kullandıkları servis olarak epostayı belirtiyorlar. Artık epostamızı kontrol etmeden bir günümüz geçerse içimiz rahat etmiyor. Mesaj yazıyoruz, bir o kadar da bize gelen mesajları yönlendiriyoruz (forwarding). Yönlendirmeler mail trafiğinin büyük bölümünü oluşturuyor. Kolej öğrencileri arasında yapılan bir araştırma öğrencilerin %37’sinin düzenli olarak eposta yönlendirdiğini gösteriyor. Peki neden epostalarımızı yönlendiriyoruz?

Yönlendirmenin en önemli nedeni sosyal iletişim. Ne kadar esprili, düşünceli, yardımsever veya çevreci olduğumuzu göstermek için eposta yönlendiriyoruz. Ortalama bir internet kullanıcısının kontak listesinde 25-50 arasında eposta bulunuyor. Bu uzun listede yakın arkadaşlarımız ve aile üyeleri dışında iş arkadaşları, okul arkadaşları ve hatta sadece internet üzerinden tanıştığımız sanal arkadaşlarımız bulunuyor. Pew Internet ve American Life Project 2004 yılı araştırmasında Internet kullanıcılarının 79%’unun aile üyeleri ve arkadaşlar ile iletişim için Interneti kullandıklarını gösteriyor. İşin ilginç tarafı ise bu kişilerin %21’i iletişim kanalı olarak sadece Internet’i kullandıklarını belirtmişler. Pew Projesinin bir diğer araştırmasında katılımcıların %66’sı Internetin arkadaşları ile iletişimini güçlendirdiğini belirtmiş. Yakın bağlar Internet’le güçleniyorken zayıf-bağ olarak tanımlanan diğer sosyal gruplar için de durum farklı değil. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki artık iş arkadaşları iletişim kurmak için sanal dünya tercih ediliyor. Manstangelo’nun 2001 yılında yaptığı bir kullanıcı araştırmasının sonuçları çarpıcı: Araştırmaya katılanların 90%’i diğer iş arkadaşları ile iletişim için email/chat kullandığını ve 80%’i şaka içerikli mesaj ilettiğini belirtmiş.

Neden epostaları yönlendiriyoruz sorusunun bir cevabı da neleri yönlendirdiğimizde saklı. Internet kişiler arası içerik paylaşımına yepyeni bir boyut getirdi. Televizyonda gördüğümüz bir reklamı kasede kaydedip kaç arkadaşımızla paylaşırız? Ama masamızda otururken gelen bir reklam filmini, bir anda 20 arkadaşımıza göndermek o kadar kolay olunca, bizim gönderdiğimiz 20 kişi kendi 20 arkadaşına gönderince ilginç bir mesajın dakikalar içinde dünyayı dolaşması işten bile değil. Internet üzerinde dolaşan hikaye, şehir efsaneleri, zincir mektuplar Netlore (Internet Folklore) olarak adlandırılıyor. Bir çok klasikleşmiş hikaye kahramanları ve ülkeleri değişerek her gün yeni bir tura başlıyor. Özellikle negatif hikayelerin kulaktan kulağa yayılma hızı çok yüksek. Böbreği çalınan kendisini buz dolu küvetin içinde bulan kadın, Aids bulaştırmak için sinemada kendisine şırınga batırılan adam gibi hikayeler, hep tanıdığının bir tanıdığının başına gelmiş kişiler tarafından bize iletiliyor. 1980’lerde çamaşır kurutma makinesinde kurutulan kediler artık mikrodalga fırınlarda unutuluyor. Esprili, ironik, biraz korkutucu ama hep verecek bir dersi olan şehir efsaneleri değişen teknolojiye ve durumlara adapte olup yönlendirme yolu ile dünya turunu atmaya devam ediyor. Şirket dedikoduları, ünlüler ile ilgili efsaneler, çevre haberleri kaynağı yanlış belirtilen dedikodular da şehir efsaneleri gibi popüler epostalardan. Hepimizin başına bela olan viruslerden korkumuz hoax olarak adlandırılan yalan virus haberlerinin “aman ne olur ne olmaz ben göndereyim de” düşüncesi ile yayılmasına neden oluyor. Ve son olarak ünlü zincir mektuplar. Bu epostayı gönderin Microsoft takip ediyor, bedava iPod kazanın, başınıza taş düşmemesini istiyorsanız 10 kişiye gönderin gibi duygu sömürüsüne dayalı mektuplar, 1900’lerde posta ile başladıkları yolculuğa bugün elektronik ortamda devam ediyorlar. Arkadaşlarımıza şans vermek veya kendimiz şanssızlıktan kurtulmak için biz de yönlendiriyoruz.

Özetle görülüyor ki eposta yönlendirmek iletişim ihtiyaçlarımızı karşılamak için en basit ve hızlı yöntemlerden biri. İlgi beklediğimiz, göstermek istediğimiz için eposta yönlendiriyoruz. Sosyalleşmek, arkadaşlarımızla, ailemizle ve tanıdıklarımızla iletişimi kopartmamak için; onları uyarmak, hayatlarındaki riskleri düşürmek için eposta yönlendiriyoruz. Konuşmayı, hikaye anlatmayı, eğlenmeyi, dedikodu yapmayı sevdiğimiz için eposta yönlendiriyoruz. Ve son olarak eposta yönlendiriyoruz çünkü kendimizi ifade etmek istiyoruz.

Bu yazi ilk olarak Startek'de yayinlandi.

Sanatsal itiraflar

Itiraflar her zaman populer. http://postsecret.blogspot.com/ Feedster top 500 blog listesinde bu ay 10. sirada...

Havalar nasıl olursa olsun...

Coca-cola yeni ürünü Zero'nun promosyonunu, tüketicilerin kendi havasını ölçen bir site ile yapıyor. http://www.worldchill.com sitesine hemen girerek, Türkiye'nin havasına bir katkıda da siz bulunabilirsiniz. Kampanya chill kelimesinin iki anlamı üzerinde güzel bir oyun aslında. Hem soğuk içilen bir ürün olduğunu, hem de ürünün sunduğu faydayı "keyfini bozma-eğlenmene bak-sakinliğini koru" tüketiciye iletiyor.

Uygulama aynı zamanda siteden veri alabilen bir dinamik desktop uygulaması ve ekran koruyucu ile desteklenmiş. http://www.cokezero.com adresinde ise kampanya filmi, ilham alınan orijinal Coca cola filmi de ziyaretçilerin ilgisine sunulmuş. Internette dolaşan reklam filmlerinin değerini en sonunda markalar da anlamış görünüyor...

Reklam filminde kullanılan jingle'ı cep telefonu melodisi olarak sunmayı bile gözden kaçırmayan bu kampanyaya ben şapka çıkarıyorum. Site ağır açılıyor ama olsun :)