13 Temmuz, 2005

Bloglar markalara ne ifade ediyor?

Peter Merholz 1999 baharında sitesinde “Web log kelimesini wee-blog olarak okumaya karar verdim. Veya kısaca blog” duyurusunu yaptı ve sözlüklere yepyeni bir kelime kazandırdı: BLOG (Kişinet). Peki nedir bugün milyonları peşine takmış pek popüler blog olayı?

Biz Stone’a göre blog yeni bir kişisel yayıncılık yöntemi, amatör gazetecilik, e-postadan bu yana gelmiş en büyük yenilik, online topluluk oluşturma şekli, alternatif medya, tüketici ile iletişim stratejisinin parçası, can sıkıntısına bir çözüm, yeni bir yazım şekli, herkese atılmış bir e-posta, cep telefonu resimlerini attığımız bir albüm, online bir günlük veya annemizden saklamamız gereken bir şey... Hatta bunların tamamı ve daha fazlası... Ne olacağı size bağlı. İster pazarlama ile görüşlerinizi dünyanın ilgisine sunar, ister sadece arkadaşlarınızla tatil anılarınızı paylaşır, ister firmanızdaki gelişmeleri anlatırsınız. Aslında blogların eski “My homepage – Benim ana sayfam” olarak tanımlanan, kişisel web sitelerinden temelde bir farkı yok. Farkı bir e-posta gönderimi kadar kolay sitenizi güncelleyebilmenizi sağlayan teknolojide. Tüm dünyada blogger.com, xanga.com, textamerica.com gibi siteler, Türkiye’de turkblog.com, teknolojik detaylara boğulmadan, üstelik ücretsiz olarak bu servisi sunuyorlar. Sonuçta milyonlarca blog yayında, 2005’in ilk yarısında Amerika’daki internet kullanıcılarının %10’unun kendine ait bir blog’u var, kullanıcıların %25’i düzenli olarak blogları takip ediyor (Pew Report, 2005). Çoğumuzun edecek iki çift lafı var ve Internet -veya blog dilindeki karşılığı ile blogosphere (blog evreni)- bize sonsuz okuyucuya erişme olasılığını sunuyor. Böyle bir olasılık karşısında okuyucularımızı ikna etmek ve Internet üzerinde de olsa bu dünyaya biz iz bırakmak için yazıyoruz diyor Hugh Hewitt blogları dünyamızı değiştiren bilgi reformu olarak tanımladığı kitabında. Hani dikili bir ağacım olsun demenin 21.yüzyıl karşılığı gibi belki bloglar. Veya performans kültürünün bir diğer sonucu.

Tüm dünyada bloglar ya kişisel veya C-Level olarak tanımlanan firma siteleri olarak yoluna devam ediyor. Türkiye’de blogları bir araya toplayan iki online grup var: Bloglar Alemi ve Blog Kardeşliği. Bu siteler üzerinden blogger.com veya turkblog.com’daki popüler Türkçe bloglara erişmek mümkün. Bir de google üzerinden arama yaparak blogger.com’daki sitelere kolayca erişilebilir.

Blogların markalar için üç anlamı var. Birincisi tüm dünyada yaygınlaşan şekilde markanın insan yüzünün tüketici ile buluştuğu, genel müdüründen, ürün geliştirme ekibine kadar farklı seviyelerde şirket elemanlarının yazılarının yer aldığı Corporate-Level Blogların tüketici ile iletişim kanalı olarak kullanımı. İkincil olarak diğer blogların bir reklam mecrası olarak kullanımı. Ve en önemlisi marka ile ilgili olumlu-olumsuz tüketici yargılarının tartışıldığı, yorumların yapıldığı özgür platformlar olarak değeri.

Blog’ların banner reklamcılığı için mecra olarak kullanımında henüz sorunlar giderilebilmiş değil. Raporlama imkanının klasik siteler kadar kolay olmaması bu anlamda reklamvereni etkiliyor. En önemli problem blog okuyucularının %25 kadarının RSS Feed teknolojisini kullanarak siteye hiç gelmeden içeriği okuyabilmeleri. Dolayısı ile bir banner reklam yayını söz konusu olsa bile tüm ziyaretçilere erişilemiyor. Yenilikçi yöntemlerle metin içi reklam uygulamaları yapıldığında ise blogların birbirine kurduğu bağlarla aynı içeriğin diğer sitelerde yayınlanabilmesi gibi teknoloji farklılıkları da reklamın kontrolünü zorlaştırıyor.

Ama blogların asıl değeri fikir lideri konumuna yükselen yazarlarından, tüketicinin marka algısını etkileme potansiyelinden kaynaklanıyor. Zaten bunun farkına varan bir çok marka kendi blogunu oluşturmaya veya popüler bloglara gizli sponsor olmaya, dolayısı ile blogları marka iletişiminin bir parçası olarak kullanmaya başladı. Blogda sunulan içerik kalitesi, yazarın konusunda uzman olması, kişisel görüşlerini doğal ve açık bir şekilde ilettiği bir ortam olması gibi faktörler blogları tüketicilerin güvendiği bilgi kaynakları haline getiriyor. Tüketiciler olarak bugüne kadar arkadaşımızdan, aile fertlerinden duyduğumuz marka haberlerini, önerileri, yorumları artık internette hiç tanımadığımız ama her gün yazılarını okuduğumuz sanal arkadaşımızdan da almaya başlıyoruz. Soruyoruz, yorumlarımızı iletiyoruz, diğer ziyaretçilerin yorumlarını okuyoruz.

Bloglar tüketicilerin etkileşim dünyasını bir aşama daha genişletiyor. Markalara internette tüketiciler tarafından oluşturulan bu içeriği doğru bir şekilde takip etmek düşüyor...

Bu yazı ilk olarak Star Gazetesinde yayınlandı.
 

Powered by Blogger